KAPADOKYA’NIN UZAK YÜZÜ: IHLARA

-

-

Taşın ardına gizlenmiş hayatları ile her adımda bir hikâye ile karşılanacağınız, bin bir rengi içerisinde barındıran keşifler mekânı Kapadokya’dayız. Kapadokya bölgesi denilince akla ilk olarak peri bacaları gelse de bu bölgeyi adımlamaya başladığınızda bu coğrafyanın esasında bir sığınak ve dolayısıyla özgürlük mekânı olduğunu fark ediyorsunuz. Kapadokya içerisinde onlarca hazineyi saklasa da bugünkü yazının konusu, Kapadokya ruhunu kalbinde taşıyan ama konumu itibarıyla taşrada kalmış izlenimi veren eşsiz mirasımız Ihlara Vadisi.

Aksaray’a bağlı Güzelyurt ilçesi sınırları içerisinde bulunan Ihlara Vadisi, 14 km uzunluğuyla dünyada öne çıkan kanyon vadilerden. Aracınızla geniş ve kolay yollardan Ihlara Köyü’ne ulaştığınızda, etrafı Hasan Dağı’nın volkanik faaliyetleri sonucu oluşmuş yükseltilerle çevrili etkileyici bir yerleşimle karşılaşıyorsunuz. Siz turistik bir gezi yapacağınızı düşünseniz de burada köy hayatı tüm doğallığıyla devam ediyor. Çevrede; çay ocakları, pet şişelere yaprak basan ve yanlarından geçenlere nasıl yapıldığını anlatan teyzeler, eşeğini suya götüren amcalar görüp vadi yürüyüşü öncesi atmosferin sizi kuşatmasına izin veriyorsunuz. Seyir terasına çıkıp 150 metre derinliği ve 200 metre genişliğiyle önünüzde uzanan vadiyi gördüğünüzde ise ihtişamı karşısında nefesiniz kesiliyor.

Vadiye inmeye karar verdiyseniz tam bu noktada birden fazla seçeneğiniz var: Vadiyi baştan sona yürüyüp Selime Katedrali’nde yürüyüşü sonlandırabilir, gücünüz yettiği yere kadar yürüyerek vadinin keyfini çıkarıp 400’e yakın basamaktan indiğiniz gibi tekrar çıkabilir, Belisırma Köyü’ne kadar yürüyüp sizi orada karşılayacak bir araç desteği ile yürüyüşünüzü nihayete erdirebilirsiniz. Fiziksel dayanıklılığı yüksek olan ziyaretçilere şüphesiz ilk seçeneği öneririm. Vadinin tamamını yürüyerek hem Kapadokya ruhunu yerinde görecek hem de ülkemin cennet köşelerinden birine tanıklık edeceksiniz.

Ihlara Vadisi’ni baştan sona yürümeye karar vermiş herkes, yolda birtakım gizemlere ve özgün bir vadi yapısına rastlayacaktır. Diğer kanyon vadilerle arasındaki farkı ve özgünlüğünü anlamak için vadi oluşumuna ve vadinin yüzlerce yıl önce nasıl kullanıldığına bir göz atalım: Erciyes ve Hasan Dağı’nın volkan püskürtmeleri sonucu tüfle kaplanan düzlükleri Melendiz Çayı’nın uzun yıllar boyunca ince ince işlemesiyle ortaya bu devasa vadi çıkıyor. Vadi tabanı oluştuğunda erken dönem Hristiyanlar için (6. Yüzyıldan itibaren) burası korunma, ibadetlerini sürdürebilme ve inançlarını yayma gibi gerekçelerle vazgeçilmez bir konum oluyor. O dönem bu yumuşak ve işlenmeye müsait kayaç yapısı işlenerek 100’den fazla kilise yapılıyor. Kayalara oyulan bu kiliseler ve hatta yaşam alanları, inançlarını yaymak istedikleri için yaşamları tehlike altında olan ve sığınma ihtiyacındaki bu insanların amacına kusursuz bir şekilde hizmet ediyor. Dışarıdan bakıldığında bir yerleşim olduğu izlenimi vermese de kayadan oyulmuş tüm yapılar gibi içerisinde onlarca insanın rahatlıkla yaşamını sürdürebileceği, ibadetlerini yapabileceği birer sığınak haline geliyor. Bugün bu kiliselerden bazıları hala ayakta ve freskleri kısmen korunmuş durumda. Ağaçaltı Kilisesi, Kokar Kilise, Yılanlı Kilise, Ala Kilise bunlardan bazıları. Ala Kilisenin bitişiğindeki o dönem bezir yağı işlemek için kullanılan bezirhâne de dikkat çekici yapılardan.

Ihlara Vadisi, manevi boyutunun yanında doğal güzelliğiyle de eşsiz bir vadi. Yol boyu size eşlik eden Melendiz Çayı, deyim yerindeyse vadinin hayat damarı olmuş. Geçtiği güzergâh boyunca salkım söğütler, iğdeler, menengiçler size gölgelik ederken dallarındaki kırlangıçlar, kızılgerdanlar müzik ziyafeti veriyorlar. Vadinin en güzel zamanı şüphesiz ilkbahar. Ağaçlar çiçekli, hava sıcaklığı mutedilken bu rotanın tadı bir başkadır. Ama olur da yazın gidecek olursanız sıcaktan yana telaşınız olmasın, başınızın üstü neredeyse hiç gölgeliksiz kalmayacak. Özellikle Belisırma’ya kadar yürüyeceğiniz etap ömrünüzce yürüdüğünüz en tatlı rotalardan biri olacak. Yer yer köprülerden geçip sıcaktan bunalınca ayaklarınızı Melendiz’in soğuk sularına bırakacaksınız. Belisırma mevkiine vardığınızda suyun üzerindeki çardaklarda soluklanıp soğuk bir içecekle yorgunluğunuzu gidereceksiniz. Ama rehavete kapılmayın, bu noktada yolu henüz yarılamış olacaksınız ve rotanın bundan sonraki kısmında Melendiz’den bir miktar uzak düşeceksiniz. Dolayısıyla yol boyu ilerledikçe gölgelik eden ağaçların seyreldiğini, bitki örtüsünün bozkıra döndüğünü fark edeceksiniz. Yine de vadi seyri bitmeyecek, keskin hatları ile dik duvarların heybeti size etkileyici manzaralar sunacak. Yol boyu köylere rast gelecek, tarlasında çalışan köylü ile sohbet edeceksiniz. Onların misafirperverliği ile ruhunuzu doyurup Kapadokya’nın en büyük kayadan oyma kilisesi olan Selime Katedrali’ne ulaşarak yolculuğu tamamlayacaksınız.

Ihlara Vadisi’ni yürümek ömrünüzce unutmayacağınız özel bir deneyim. Çağlar öncesinden bugüne uzanan taşa kazınan miraslar eşliğinde yürümek, Melendiz’in taşıdığı o tatlı havayı solumak size derin bir farkındalık sağlayacak. Anı listenize bir yenisini eklemek için yola çıkın, aradığınız içsel yolculuk belki de bu rotadadır.

Bu yazıyı paylaş

DİĞER YAZILAR

YAZARA AIT YAZILAR

Aynı Kategoriden Diğer İçerikler

DİJİTAL TAVAN ve...

Bazı kelimeler vardır onları sadece anlamak yetmez, tarihsel göçünü, zihinler arasındaki yolculuğunu da bilmek...

Kırmızı Buğday: Anadolu’nun...

Bereketin bolluğun ve üretkenliğin simgesi buğday “Var olan her şey zuhura gelir.”  Yazınsal bir eseri...

Pusula Dergisi 4....

Dergiyi ücretsiz şekilde PDF formatında indirebilirsiniz. Abone değilseniz de sitemize ücretsiz olarak buradan Abone...

1 Yorum