Sevgili Öğretmenler!
Bugün size, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün sözlerinden oluşan çok önemli notlarla geldim. Bu notlar, yalnızca size değil, aynı zamanda hepimizin geleceğine bir rehber niteliğinde. Her biri, öğretmenliğin kutsal ve sorumluluk dolu görevini hatırlatan birer öğüt niteliğinde.
Atatürk, öğretmenlik mesleğini yalnızca bir meslek olarak görmezdi; o, öğretmenliği bir milletin kaderini şekillendiren en önemli görev olarak kabul ederdi. Onun şu sözleri, aslında her birinize emanet edilmiş bir çağrıdır: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir.”
Bir milletin geleceği öğretmenin elindedir. Çünkü öğretmen, yalnızca bilgi aktaran değil, aynı zamanda bir milletin vicdanını, irfanını ve özgürlüğünü inşa eden kişidir. Cumhuriyetimiz sizden, “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” nesiller ister. Bu, her şeyden önce çocuklara düşünmeyi öğretmek, onların özgür bireyler olarak yetişmesini sağlamak demektir.
Atatürk, sizlerden sadece öğrencilerinize değil, halkın her kesimine de dokunmanızı ister.
Şöyle der:
“Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır.”
Bu sözler, öğretmenliğin okul duvarları arasında sınırlı olmadığını, aksine toplumun her kesiminde bir yol gösterici olmanız gerektiğini anlatır. Siz, yalnızca bilgi veren değil, toplumun bilincini uyandıran, adalet, ahlak ve erdemi öğreten kişilersiniz.
Cumhuriyetimizin sizden istediği, “fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar” yetiştirmektir. Bu, çağdaş dünyada yerini alacak bir milletin güçlü bireylerden oluşması için en temel gerekliliktir. Sizin ellerinizde şekillenen her birey, milletimizin bir tuğlasıdır. Bu tuğlaları ne kadar sağlam örerseniz, geleceğimiz o kadar sağlam temeller üzerine inşa edilecektir.
Sevgili öğretmenler, siz bu milletin yol göstericisiniz. Sizin ışığınız olmadan, karanlıklar içinde yol bulmamız mümkün değil. Atatürk’ün sizlere yüklediği bu misyonu, onun sözleriyle bir kez daha hatırlayalım:
“Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.”
Bugün sizin gününüz. Bugün, başöğretmenimizden aldığınız bu kutsal görevi bir kez daha hatırlama günü. Hep birlikte daha aydınlık bir Türkiye için, Başöğretmenimizin izinde yürümeye devam edeceğiz. “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bireyler yetiştirmeniz dileğiyle…
Öğretmenler Günü’nüz kutlu olsun!
Sevgi ve saygıyla…
