Düşünmek Çocuk İşi
Epicurus, “Felsefe, insanlığın gelişimini desteklemek için muhakeme gücü ve etkili argümanlar kullanan bir disiplindir,” der. Bu bağlamda felsefe yapmak, muhakeme gücünü geliştirmeye dayanmaktadır. Felsefe, sadece beklenen beyin gelişimine erişmiş hatta yetişkin bireylerin yapabildiği bir beceri gibi algılanmaktadır. Halbuki çocukların da felsefe yapabileceği olgusu, çok da yeni bir düşünce değildir. ABD’de Montclair Eyalet Üniversitesinde Felsefe Profesörü olan Matthew Lipman tarafından 1960’larda ortaya atılan P4C pedagojisi ile düşünsel becerilerin erken çocukluk döneminden itibaren geliştirilmesi gerektiğini görmekteyiz.
Gareth Mathews’ a göre merak duygusu çocuklarda 3-7 yaş aralığında oldukça yoğun iken, ilerleyen yaşlarda azaldığı görülmektedir. Bu nedenle çocuğun merakını, felsefi sorgulama potansiyelini diri tutacak konuşmalara ihtiyacı vardır. Burada çocuklarla felsefe uygulamaları devreye girmektedir. P4C açılımı Philosophy For Children olan Çocuklar İçin Felsefe pedagojisinin gün geçtikçe önemi artmaktadır.
P4C’nin 4C ‘si olarak bilinen ve geliştirilmek istenen dört temel kavram şunlardır: Eleştirel (Critical), Yaratıcı (Creative), İşbirliğine Dayalı (Collaborative), Özen Gösteren (Caring). Bu dört düşünme becerisine baktığımızda Çocuklarla Felsefe; çocuğun sorgulama ve bir konu üzerine derin düşünmesini, farklı açılardan ve düşünülmemişi düşünmesini, diğer arkadaşları ile fikir yürütme ve başkasının fikirlerine saygı göstererek, özenli davranarak fikir beyan etmesini amaçlar. Bu nedenle çocukla felsefe yapmak işi bir sonuca bağlama işi değil bir süreç işidir. Çocukların olaylara, sorunlara, olgulara farklı bakış açıları geliştirmelerini sağlamak, analiz etme ve akıl yürütme becerilerini geliştirmektir. Süreç içinde çocukta gelişecek olan becerileri odağa almaktır. Sorular yardımıyla çocuğun merakını ve sorgulama yetilerini canlı tutmaktır. Sorulara doğru cevabı bulmaktan çok çocuğun düşüncesi üzerine düşünmesini desteklemektir. Koşulsuz kabul edilen veya kalıplaşmış düşüncelerden sıyrılmaktır. Bu sayede ezberci yöntemden uzaklaşan özgün bir öğrenme sağlanır.
Antik dönemden başlayarak felsefenin gelişimine baktığımızda çocukların felsefe yapması konusunda herhangi bir çalışmaya denk gelmeyiz. Hatta birçok yetişkin için; felsefe zordur, soyuttur ve çocukların yapabilecekleri bir iş gibi değildir. Düşünmek kolay değildir evet. Zor iştir vesselam. İnsana zor geldiğinden mi bilinmez çocuk işi gözüyle bakılmaz düşünmeye. Burada gözden kaçırdığımız bir nokta vardır. Çocuklar sorgular, hemen hemen her şeyi sorgular. “Neden?” Felsefenin en temel sorusunu soruyor olmaları dikkat çekici. Kesinlikle bu noktaya odaklanmalıyız. “Çünkü insan doğası gereği anlamak ister,” der Aristoteles.
Çocuk, henüz yaşamının ilk yıllarında dahi hayatı anlamlandırmaya çalışır. Yetişkinler tarafından etkilenmemiş saf bir zihni vardır ve çocuklar anlamlı cevaplar bulma arayışındadır. Bu nedenle felsefeyi çocuklar için ulaşılabilir hale getirmek durumundayız.
Çocuklarla felsefe yapmak demek; çocuklara felsefe tarihinin anlatıldığı; bir Hegel, Aristo, Platon veya diğer filozofların öğretilerinin konuşulduğu ortamlar değildir. Çocuğun bir filozof gibi felsefe yapması sağlanan ortamlardır. Bu nedenle çocuklarla gün içerisinde yaptığınız konuşmalara dikkat edin. Farkında olmadan kaçırdığımız yerler olduğunu göreceksiniz. Bir filozof gibi merak eden ve soran çocuk çevresine bilim adamı gibi bakar ve inceler. Yetişkinler ise çocukların sorularına bir cevap bulma derdine düşer veya cevap bulamadığı anlarda geçiştirme yoluna… Hâlbuki çocuğun ihtiyacı olan ve yetişkinin çocuğa katması gereken şey düşünmesini sağlamaktır. Düşünmesini istediğimiz şeye veya uygun cevaba yönlendirme yapmamamız gerekir. Çünkü felsefe yapmak demek doğru cevabı bulmak demek değildir. Uçurtma Avcısı’nın yazarı Klahed Hosseni’nin dediği gibi “Çocuklar boyama kitabı değildir. Onları en sevdiğin renklere boyayamazsın.”
Emine Eroğlu Geşgel