MODERN HAYATIN HIZINA İÇSEL BİR BAKIŞ: ZAMAN YÖNETİMİ

-

-

Dünya her geçen gün daha fazla dijitalleşiyor ve bu durum insanı teknolojiye maruz bırakıyor. İnsan bu dönüşümün içerisinde içsel bağlarıyla var olurken zorlanıyor. İnsanlar, yapılması gerekenler listesi ellerine tutuşturulmuş beyaz yakalılara dönüşüyor. Bu gelişimin bize bolca boş zaman vermesi gerekirken bolca yığılmış ve ertelenmiş iş veriyor. Hiçbir yere yetişemiyoruz. Bazen bunun tam tersi her şeyi fazla bekliyor, fazla oturuyor, fazla uyuyor ve çok sıkılıyoruz. Zaman algımız kocaman bir tembellikten besleniyor. Bunun asıl sebebinin yaptığımız işlerin bizi tatmin etme seviyesi ve özsaygı ile ilişkili olduğunu düşünüyorum. Beni böyle düşünmeye iten şey, zaman algısının yapılan işe ve bu işteki kendine olan sevginle çok fazla ilgisi olduğunu fark etmem. Bir işe olan tutkun yüksek olduğunda ertelemek en son yapacağın şey oluveriyor. Buna bir tanım versek içsel disiplin diyebiliriz. Zamana bıraktığımız şeyler, genelde gözümüzde büyüttüğümüz kadar zaman almıyor.

Modern hayat, disiplin konusuna karşı pek iyimser bir bakış açısına sahip değil. Modern hayatın aradığı şey kesinlikle zamanlı ve planlı olmak olsa da bunun için disiplinin yanlış ve katı olduğunu düşünüyor. İnsanlar, bir işi bitirmektense bu işten gelecek olan faydayı arıyor ve zamanını kendisine vermek istiyor. Her yerde kendini sevmesi ve hayatının kısa olduğunu söyleyen bir medya varken tüketici olmak çok daha cazip geliyor. Günümüzde bundan birkaç yıl öncesinin hırsı o kadar ihtişamlı değil. Önemli olan iyi olma hâli ve bu hâl için zaman harcamak bir işi yetiştirmekten daha cazip. Belki de kendimizi vereceğimiz işleri yapmaktan oldukça uzak bir nesiliz. Meslek seçimlerimizi yetenek ve ilgi alanlarımızdansa hayat koşullarımıza göre yapıyoruz. Gerçekten yapmak istediğimiz işleri hobi ediniyoruz. Modern toplum yaptığımız işe meslek deme ihtiyacı duyarken, biz mesleğimizi vizyon ve sanattan uzaklaştırarak iş haline getiriyoruz. Ve sonra öğretmenlerin ödev yapmayan öğrencileri tek ayakta bıraktığı o ödül ve ceza sistemi bize kaba bir disiplini andırıyor. Bu disipline olan ihtiyacımızı bitirecek şey öz disiplinimizi ve istikrarımızı geliştirecek derecede inandığımız işlere atılmak. Günümüzde bu lüks gibi gelse de dijitalleşen dünya, çabalamak için bize çok fazla alan da açıyor.

Gerçekten tutkulu olduğunuz bir şey mi var asla ona yüzünüzü çevirmeyin. Bir gün asıl işiniz yapmak elinizden gelmeyecekse dahi bir yerlerde onunla işiniz olmalı. Kendinizi iyi hissettiğinizde zamanın su gibi akıyor oluşu mucizevi gelse de gerçek. Ve zaman güçlü bir silah. Onu kendinize eziyet haline getirmeniz hiçbir işinize yaramayacak aksine sizi oldukça yıpratacak. Zamana bırakmamız gereken kişisel konularımız olduğunu söylesek dahi bu konuları tek tek incelemek onları görmezden gelmek daha çok çözmemize yardımcı olacaktır. Sorumluluklarımızı bırakacağımız zamanı doğru ayarlamak, kocaman bir disiplin işi gibi görünse de tam bir modern zamanın kendisini seven insan işi. Zaman duygular olmadan ayağa kalkmayan insanı, duymayan ve yardımcı olmayan bir imge. Kocaman bir labirent olmayı ve içinde sizi kaybetmeyi size kendinizi sorgulatmayı oldukça seviyor.

Zamanla büyüyor gelişiyor ve değişiyoruz. Bazen bu değişim yerinde saymaktan çok öteye geçemiyor ve hayal kırıklığı yaşıyorsunuz. Bu bazen sizinle ilgili olmaktan çıkıyor, bazı meyveler sadece yazın olgunlaşabiliyor ne de olsa. Bir yaz meyvesini ilaçlarla ve teknolojiyle kışın market raflarına koyan modern zaman insanın sorunları için aynısını yapamıyor. Bazı

şeylere geç kalmamak gerekiyor en nihayetinde ve dereyi görmeden paçaları sıvamak sizi dereye götürmüyor. İnanılmaz bir duayenlik gerektiren zaman, hepimize adil olamasa da hepimizin gerçeği.. Bir akrep ve yelkovan onu anlamamızı yetmese de yardımcı oluyor. Güneşin doğuşu ve batışı gibi evren mükemmellikleri bize onu yansıtıyor. İlkbaharda çiçeklerin açması ve sonbaharda yaprakların dökülmesi zamanın nasıl da geçtiğini düşündürüyor.

Bazen geride kaldığımız ve yetişemeyeceğimiz hissine yarın güneşin doğacağını söylemek zamanla ilgili fikirlerimizi bizi daha iyi hissettirecek noktaya getirebilir. Bazen hiç geçmeyeceğini düşündüğümüz şeyler yerine akrep ve yelkovana bakıp birbirlerini takip edeceklerini bilmeliyiz. Zamanı kendimiz için daha adil bir hale getirmek tamamen olmasa da elimizde. Ne de olsa zaman hepimiz için geçiyor, duruyor, akıyor ve bitiyor!

Bu yazıyı paylaş

DİĞER YAZILAR

YAZARA AIT YAZILAR

Aynı Kategoriden Diğer İçerikler

VARLIĞIN TANIKLIĞI -2

Dünyaya merhaba diyen bir bebeğin, insan olma serüvenindeki yolculuğuna kaldığımız yerden devam ediyoruz. Varlığın...

Erzurum’un Gizemli Tarihine...

Doğu Anadolu'nun en büyük ve kadim şehirlerinden Erzurum'dayız. Bu şehri tanımlamak için tonlarca söz...

Kırmızı Buğday: Anadolu’nun...

Bereketin bolluğun ve üretkenliğin simgesi buğday “Var olan her şey zuhura gelir.”  Yazınsal bir eseri...