İyi Tanrının Neresinde?

-

-

Euthyphron İkilemi

Bugün Sokrates’in Euthyohron’a karşı sorduğu “Bir şey Tanrı emrettiği için mi iyidir, yoksa o şey iyi olduğu için mi tanrı onu emreder?” sorusu üzerine gideceğiz. Sokrates, bu sorunun cevabını vermemekte, Sokratik yöntem ile karşıdaki kişiyi soru sorarak ve sorgulayarak düşündürmeye çalışır. Kendisi nihai bir yargıda bulunmaz ve karşısındaki kişinin bulmasını ister. Platon’un kitabındaki Euthyohron karakteri, Sokrates’i konuşturduğu hayali bir karakterdir. Yüzeysel bir bilgisi olan dindar olarak karşımıza çıkar ve biraz da kibirlidir. Yüzeysel bilgileri ve kibri; Sokrates’in karşı çıkmasına sebep olurken sokratik yöntem sayesinde sorgulamaya da başlar. Şimdi Sokrates’in karşısında ki Euthyphron olup sorunun cevabını sorgulamaya başlayalım.

Eğer bir şey Tanrı emrettiği için iyi ise, bu, Tanrı’nın keyfi hareket edebileceği manasına gelir. Bu durumda Tanrı herhangi bir şeyi “iyi” olarak adlandırabilir. Tanrı yalan söylemeyi emrederse bu şey iyi midir? Şimdi bu söylediğime “Tanrı böyle bir şeyi emretmez ki” diyerek karşı çıkacaklar olacaktır. Pekala soruyorum size, yalan söylemek özellikle bir dindar için neden kötü görülür? Tabi ki tanrı yasakladığı için. Tanrı’nın emrettiği herhangi bir şey iyidir bakış açısıyla bakar ve “Tanrı emrettiği için iyidir.” der isek bu durumda Tanrı yalan söylemeyi emretmiş olacak ve yalan söylemek iyi görülecektir. Bu da ahlaki normların evrenselliğini ile mantıksal tutarlılığını ortadan kaldıracaktır. Ve eğer bir şey iyi olduğu için Tanrı emri ise “iyi” kavramı Tanrı’dan bağımsız demektir. Yani bir şeyin iyi olmasını Tanrı’dan önce başka sebeplerin neden olduğunu iddia etmiş oluruz. Tanrı’nın bilgisi ve bizdeki ahlaki doğrular, Tanrı’dan önce geldiği ve bu da Tanrı’nın bir zamanla sınırlı olduğu yani doğmuş, bir zaman için de var olmuş olacağı anlamını taşıyacağı açıktır. Tanrı’nın bilgeliği de ondan önce gelen bu doğruları tanımaktan ibaret kalır. Bu da Tanrı’ya dair tüm tanrısal tutarlılığı ortadan kaldırır.

Pekala! Madem bu iki cevap da yanlış, Sokrates bu soruyu neden sordu ve cevabı nedir? Sokrates’in bu soruyu sorma sebebi, öğrencilerini düşünmeye zorlamaktır. Ahlaki yargıların bilhassa iyinin yalnızca otoriteye dayalı değil, akla ve evrensel değerlere dayalı olması gerektiğini göstermektir. Hadi biraz bizde kafaları çalıştıralım ve büyük filozofun yıllar önce sorduğu cevapsız kalan bu ikilemi çözelim.

Bu sorunun cevabını verebilmek için yine Sokratesin yöntemi olan Sokratik yöntemden vazgeçmeyerek bir kaç soru ile başlamak gerektiğini düşünüyorum. Tanrı iyi midir? Ve iyi Tanrı’nın neresinde? Sorular çok basit fakat önce “İyi ve Kötü nedir?” sorusunu cevaplamamız gerekiyor. Sanıldığının aksine iyilik, kötülüğün yoksunluğu ve kötülük ise iyiliğin yoksunluğu değildir. İkisinin arasında belirgin bir çizgi vardır. Bu çizgi olması gereken yani doğal olanı ifade eder. Kötülük olması gerekenin olmaması iyilik ise olması gerekenin daha fazlası ile meydana gelir. Fakat Tanrı’nın emirlerinin dışında iyilik adına gerçekleşmiş, olması gerekenler de olabilir.

Ne anlatmaya çalışıyorum? Açıklayacağı İnanan bir bireyin zekat vermesi, olması gerekendir. Zira kendi malının kazancı, bir çok sosyo-kültürel sebep ile başkalarının emeği sonucu elde edilir. Kişinin zekat vermesi, malının emekçisine emeğini vermesi gibidir. Olması gerekendir. Fakat kişinin yolda bir dilenciye para vermesi içten gelen bir durum olup, vermemesinin bir hak hukuk problemi teşkil etmeyeceğinden ötürü bir iyilik sayılır. Kişinin zekat vermemesi ise kötülüktür. Bu durum Tanrı’nın emirleri için geçerlidir. İyilik olarak adlandırdığımız bir çok durum karşısında, olması gereken halini alabilir. Kişinin vicdanı, olması gerekenlerden biri olup, kişiyi iyilik yapmaya yönelik acılar verebilir. Vicdani kararlar, olması gereken çizgisinin için de bir iyiliktir zira aynı vicdani iyiliği bir hayvan da yapabilir. Sahibini koruyan bir köpek veya evladının karnını doyuran bir kedi gibi.

Bu durumda Tanrı iyi midir? Pek çok insan Tanrı’ya “iyi değildir” ifadesini kullanmaya korkar. Zira akıllarında hâlâ “iyiliğin yoksunluğu kötülüktür ve tanrı da kötü değildir.” düşüncesi yatar. Tanrı iyidir dememiz bir çok sorun teşkil edebilir. Bebeklerin ölmesine neden izin veriyor?” gibi kötülük teodisesini ortaya çıkartan zihniyet Tanrı’yı iyi kabul eden zihniyettir. Tanrı’ya iyi diyemeyeceğiz gibi tabi ki kötü de diyemeyiz. Bebek ölümünün suçlusu Tanrı değil, olması gerekeni içinde bulundurmayan insandır.

Bu durumda Sokrates’in sorusunun cevabı için önümüzde tek bir soru kaldı. İyi, Tanrı’nın neresindedir? Tanrı bize insanlaşmayı emreder. Olması gerekenlerin ardında insanlaşma yatar. İnsan olduğumuz sürece iyiliğin gerekliliğini fark ederiz. İyiliğin gerekliliği olması gerekendir ve bu da Tanrı’nın bize sudur ettiği vicdandan kaynaklanır. Tanrı olması gerekendir ve olması gerekenin olmadığı yerde, olması gereken iyi görülür. Tanrı değil, iyilik iyidir ve Tanrı da yalnızca iyiliğin iyi olduğunu öğretendir. İyiliğin iyi olduğunu bilmek, olması gereken ise Tanrı sadece olması gerekeni emreder. İnsan olması gerekenin olmaması halinde kötü olur, olması halinde ise insanlaşır.

Sonuç olarak; Bir şey Tanrı emrettiği için iyi değildir ve o şey iyi olduğu için de Tanrı onu emretmez. Tanrı için iyi de kötü de yoktur. Tanrı zorunlu olarak olması gerekeni var edip, olması gerekeni emreder.

Bu yazıyı paylaş

DİĞER YAZILAR

YAZARA AIT YAZILAR

Aynı Kategoriden Diğer İçerikler

Öteki Olarak Anlamak!

Eskilerden bir hikaye anlatılır: Bir zamanlar bir papaz, ahbaplık ettiği bir hahama giderek ondan...

Spinoza’nın Teoloji Hermeneutiği:...

Baruch Spinoza (1632–1677) modern felsefenin yalnızca metafizik değil aynı zamanda teoloji ve politik düşünce...

Teknoloji Çağında Ebeveyn...

Zamanı yavaşlatmaya ve çocuklarımızla bazı anları derinlemesine paylaşmaya ihtiyacımız olduğunu düşündünüz mü hiç? İçinde...