İlim ve Kendini Bilmek!
İlim, insanlık tarihinin en değerli hazinelerinden biridir. Bilginin peşinden koşmak, evreni, hayatı ve kendimizi anlamaya çalışmak, insanoğlunun en temel arayışlarından biridir. Ancak, ilmin gerçek manası yalnızca bilgi yığınları arasında kaybolmak değil, bilginin özüne, yani insanın kendini bilmesine dayanmaktadır. Öyle de olmalıdır.
İlmin amacın ve manası sorgulanması gereken derin bir düşüncedir. İlim yalnızca dış dünyayı anlamakla kalmamalı, aynı zamanda insanın kendi iç dünyasını, varlığını ve maneviyatını tanımasına da yardımcı olmalıdır. “İlim kendini bilmektir” ifadesi, insanın evrendeki yerini ve anlamını kavramak için önce kendi iç yolculuğuna çıkması gerektiğini vurgular.
Bu yaklaşım, bilgi edinmenin nihai hedefinin dış dünyadan ziyade, insanın kendi varlığını, ne olduğunu, niçin var olduğunu ve hayattaki amacını keşfetmek olduğunu anlatır.
“Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır” dizeleri, insanın dış dünyaya ne kadar hâkim olursa olsun, kendi iç dünyasını tanımadan bu bilgilerin yetersiz kalacağını ifade eder.
Kendini bilmeyen bir insan, okuduğu kitapların, öğrendiği bilgilerin gerçek manasını kavrayamaz. Bu durumda, bilgi insanı aydınlatmak yerine, sadece daha da karanlık bir iç dünyaya sürükleyebilir. Kendini bilmek ise, insanın doğru yolda ilerlemesini, öğrendiği bilgileri doğru bir şekilde kullanmasını sağlar.
“Okumanın manası hakkı bulmaktır” dizesi, öğrenmenin, bilginin asıl amacının hakikati bulmak olduğunu hatırlatır. Bu hakikat, yalnızca dış dünyada değil, insanın iç dünyasında da aranmalıdır. Hakkı bulmak, insanın kendisiyle, varoluşuyla ve Yaradan’ıyla olan bağını anlamasına, bu bağı kuvvetlendirmesine imkân tanır.
Özcümle olarak şunu diyebiliriz ki; bu öğütler, ilmin ve öğrenmenin amacını yeniden değerlendirmemiz gerektiğini hatırlatır. Bilgi edinmek önemlidir, ancak bu bilgi, insanın kendini tanımasına ve hakikati bulmasına hizmet ettiği sürece anlamlıdır. Gerçek ilim, insanın hem kendini hem de evreni doğru bir şekilde anlaması, bu anlayışıyla da hayatına yön vermesi demektir.
Bu nedenle, her bireyin öncelikle kendini tanıma yolculuğuna çıkması, bu yolda edindiği bilgileri bir rehber olarak kullanması önemlidir. İşte o zaman ilim, insanı karanlıktan aydınlığa çıkaran bir ışık olacaktır.
Niyazi Gevrek
Editör