İslam, kadının toplumdaki yerini belirlerken dengeli ve adil bir yaklaşım benimsemiş; kadının hem aile içinde hem de çalışma hayatında yer almasına yönelik çeşitli düzenlemeler getirmiştir. Kadının ekonomik hayatta aktif bir rol oynaması, hem tarihsel hem de dini referanslarla desteklenen bir olgudur. İslam, kadına ticaret yapma, mülk edinme, miras alma ve kendi kazancına sahip olma gibi temel ekonomik haklar tanımıştır. Bu yazıda, İslam’ın kadının çalışma hayatına katılımı, ticaret ve ekonomik hakları üzerine bakış açısı ele alınacak, aynı zamanda modern dünyadaki uygulamalara da değinilecektir.
1- İslam’da Kadının Ekonomik Hakları
İslam, kadınların ekonomik haklarını açıkça tanıyan ve güvence altına alan bir dindir. İslam hukukuna göre kadınlar, erkeklerle aynı ekonomik haklara sahiptir. Bu haklar, mülkiyet edinme, ticaret yapma ve ekonomik bağımsızlık gibi unsurları içerir.
a) Mülkiyet ve Ticaret Hakkı
İslam, kadına mülkiyet hakkı tanımış ve kendi malını dilediği gibi kullanma özgürlüğü vermiştir. Kadın, mal varlığı üzerinde tam tasarruf yetkisine sahiptir ve bu hak hiçbir şekilde kısıtlanmamıştır. Kur’an-ı Kerim’de, kadınların ekonomik özgürlüğüne dair pek çok ayet bulunmaktadır. Özellikle Nisa Suresi’nde (4:32) “Erkeklerin kazandıklarından bir payı, kadınların da kazandıklarından bir payı vardır.” ifadesi ile kadının ekonomik hakları açıkça belirtilmiştir. Bu, kadınların kendi kazançlarını elde edebileceklerini ve bu kazanç üzerinde tam söz hakkına sahip olduklarını ifade eder.
Kadınların ticaretle uğraşması da İslam’da kabul görmüş bir davranıştır. Hz. Muhammed’in eşi Hz. Hatice, İslam öncesinde tanınmış bir tüccar olarak öne çıkmış, Allah’ın elçisiyle evlendiğinde de bu ticaretini sürdürmüştür. Hz. Hatice’nin ticaretle uğraşması, İslam tarihinde kadının iş hayatındaki yerini ve rolünü vurgulayan önemli bir örnektir.
b) Miras Hakkı
İslam öncesi Arap toplumunda kadınların mirastan pay alma hakkı yokken, İslam bu hakkı kadınlara tanımıştır. Kur’an’da (Nisa 4:7), miras dağıtımında kadınların da erkeklerle birlikte pay sahibi olacağı belirtilir. Miras hakkı, kadının ekonomik bağımsızlığına yönelik atılmış en büyük adımlardan biridir ve İslam hukukunun bu konuda yenilikçi bir yaklaşım getirdiği söylenebilir. Bu hak, kadının ekonomik olarak güçlenmesine olanak tanır.
2- Kadının Çalışma Hayatına Katılımı
İslam, kadının çalışma hayatına katılımını yasaklamaz, aksine uygun şartlar altında çalışmasına ve ekonomik faaliyetlerde bulunmasına izin verir. Kadının aile içindeki sorumlulukları ve toplumsal rollerini dengelemesi koşuluyla, çalışma hayatında yer alması teşvik edilir.
a) Çalışma ve Aile Dengesi
İslam’da kadın, aile içinde önemli bir role sahiptir; ancak bu, onun çalışma hayatına katılmasını engelleyen bir durum değildir. Kadın, ailevi sorumluluklarını gözettiği sürece çalışma hayatında aktif olabilir. Özellikle modern dünyada kadının ekonomik hayata katılımı, hem ailesine katkıda bulunmasını hem de kişisel gelişimini sağlar. Bu denge, İslam’ın sosyal düzen anlayışında önemlidir. İslam, kadının hem çalışmasını hem de ailesini ihmal etmemesini teşvik eder.
b) Kadının İş Hayatında Karşılaştığı Engeller
İslam’da kadının çalışma hayatına katılımına dair teorik bir sınırlama bulunmamakla birlikte, pratikte bazı kültürel ve geleneksel engellerle karşılaşılmaktadır. Özellikle geleneksel toplum yapılarında, kadının çalışması konusunda çeşitli kısıtlamalar getirilebilmektedir. Ancak bu kısıtlamalar, İslam’ın değil, toplumsal normların ve geleneklerin bir sonucudur. İslam, kadının iş hayatına katılımını, ahlaki değerler çerçevesinde düzenlemiş, ona ekonomik bağımsızlık ve ticaret yapma hakkı tanımıştır.
3- Modern Dönemde İslam ve Kadının Ekonomik Rolü
Günümüz dünyasında İslam ülkelerinde kadının ekonomik hayata katılımı, toplumsal ve ekonomik gelişimin önemli bir parçası haline gelmiştir. Birçok İslam ülkesi, kadının iş gücüne katılımını artırmak ve ona daha fazla fırsat sunmak amacıyla çeşitli reformlar yapmaktadır.
a) İslam Ülkelerinde Kadın Girişimciler
Modern dönemde birçok İslam ülkesinde kadınlar girişimcilik alanında öne çıkmaktadır. Örneğin, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye gibi ülkelerde kadınların iş dünyasında daha fazla yer almasını teşvik eden programlar yürütülmektedir. Kadın girişimcilerin sayısındaki artış, kadınların ekonomik özgürlüğünü artırmakta ve toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmaktadır. Ayrıca, dijital ekonomi ve teknoloji alanında da birçok Müslüman kadın aktif rol oynamaktadır.
b) Kadının Ekonomik Rolünün Toplumsal Dönüşüme Katkısı
Kadının ekonomik hayata katılımı, sadece bireysel ekonomik bağımsızlık sağlamaz, aynı zamanda toplumların genel refahına da katkıda bulunur. Kadınların iş gücünde aktif yer alması, toplumdaki ekonomik üretkenliği artırır ve gelir eşitsizliğini azaltır. Ayrıca, kadının ekonomik rolü, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında önemli bir faktördür.
4- İslam’ın Kadının Çalışma Hayatına Dair İlkeleri
İslam’da kadının çalışma hayatına katılımını destekleyen bazı temel ilkeler şu şekildedir:
1- Özgürlük ve Seçim Hakkı: Kadın, İslam’a göre kendi iradesiyle çalışma hayatına katılabilir ve çalıştığı alanı seçme özgürlüğüne sahiptir. Bu özgürlük, onun ekonomik bağımsızlığını pekiştirir.
2- Adalet ve Eşitlik: İslam’da kadın ve erkek arasındaki ekonomik haklar açısından temel bir adalet anlayışı vardır. Kadın, çalışma hayatında erkekle eşit haklara sahiptir ve kazancı üzerinde tam hak sahibidir.
3– Ahlaki ve Sosyal Değerler: İslam’da kadının çalışma hayatına katılımı, ahlaki ve sosyal değerlerle uyumlu olmalıdır. Kadının onurunu, güvenliğini ve ailevi sorumluluklarını koruyarak çalışması esastır.
Sonuç olarak; İslam’da kadının ekonomik hayattaki yeri, hem teorik hem de pratik olarak geniş bir yelpazede ele alınabilir. İslam, kadına ticaret yapma, mülk edinme ve çalışma hayatına katılma haklarını tanımış ve bu hakların korunmasını sağlamıştır. Kadının çalışma hayatına katılımı, İslam’ın sosyal adalet ve ekonomik denge anlayışına dayanmaktadır. Modern dünyada da İslam ülkeleri, kadının iş gücündeki yerini genişletmekte ve ona daha fazla ekonomik fırsat sunmaktadır; zorundadır. İslam’ın kadına verdiği ekonomik haklar, kadının toplumsal ve bireysel gelişimine büyük katkıda bulunmuş ve modern toplumların dönüşümünde önemli bir rol oynamıştır.
Bu bağlamda;
kadının çalışma hayatına katılımı ve ekonomik hakları, İslam’ın sosyal düzen anlayışıyla uyumlu bir şekilde gelişmekte ve toplumları olumlu yönde etkilemektedir.
Ancak;
geleneksel din anlayışını ya da bağnazlığı kullanarak kadınları hor gören, onları ikinci sınıf insan olarak kabul eden düşüncelere karşı mücadele şarttır. İslam’ın kadına verdiği haklar, kadınların toplumda hak ettikleri yere ulaşmaları için güçlü bir dayanak oluşturur ve bu hakların savunulması, hem toplumsal adaletin hem de kadınların güçlenmesinin temelidir.
Alev Tunç