Ne Mutlu Eğri Zamanda Doğru Yerde Duranlara
Türkiye’nin bugün içinde bulunduğu toplumsal ve siyasal tablo, hepimize derin bir muhasebe yapma zorunluluğunu hatırlatıyor. Ordudan atılan teğmenlerin yaşadığı trajediler, sağlık sektöründeki skandallar ve her gün yenileri eklenen adaletsizlikler, toplumsal vicdanımızı sarsıyor. Ancak bu çalkantılı dönemde bir şey açıkça görülüyor: Eğri zamanda doğru yerde duranların önemi her zamankinden daha büyük.
Doğru Yerde Durmak Cesaret İster
Doğru yerde durmak, yalnızca bir duruş meselesi değildir; aynı zamanda cesaret, ahlak ve vicdan meselesidir. Eğri zamanlarda, yani adaletin sarsıldığı, gerçeklerin manipüle edildiği ve toplumun güven duygusunun yok edildiği dönemlerde, vicdanın sesiyle hareket eden insanlar her zaman umut ışığı olmuştur. Bugün yaşanan sağlık skandalları ve haksız mağduriyetler, toplumun değerlerini koruyabilmek adına vicdanlı bireylerin sorumluluk almasını gerektiriyor.
Doğruyu savunmak, eğri zamanda bedel ister, ama tarih, bu bedeli ödeyenlerin omuzlarında yükselir. Adaletin ve hakikatin yanında duran bireyler, toplumu sadece bugüne değil, geleceğe de taşır.
Pusulamız: “İnsanlık ve Ahlak”
Bu zorlu süreçte unutmamalıyız ki, doğru yerde durmayı başaran bireyler, geleceğin adil ve vicdanlı toplumunu inşa edecek. “Ne mutlu eğri zamanda doğru yerde duranlara!” Çünkü onlar, her şeye rağmen değerlerinden taviz vermeyen, adaleti ve hakikati savunmayı görev bilenlerdir. Eğriler kaybolur, ama doğrular kalıcıdır. Gelin, her birimiz bu onurlu duruşun bir parçası olalım.