Türkiye’nin Gelişimi ve Cumhuriyet!
Cumhuriyet'i Aklı Hür Vicdanı Hür İnsanlar Benimser.
Tarih boyunca Türkler, birçok yönetim şekli ve ideolojik dönüşümden geçmiştir. Türklerin İslamiyet’i kabul etmeleriyle birlikte, bu topraklarda hilafet, padişahlık ve saltanat gibi yönetim biçimleri uzun yıllar boyunca hâkim oldu. Ancak bu sistemlerin çoğu, otoriter ve baskıcı yapılarıyla halkın özgürlüğünü ve haklarını kısıtladı. “Padişahın kulu” olarak yaşayan insanların bireysel hak ve özgürlükleri yok sayıldı, bu yapılar çoğunlukla bir soyun veya ailenin çıkarlarını gözeten, halkın iradesini hiçe sayan düzenlerdi.
Bu dönemlerde, devlet yönetimi halkın iradesine dayanmaktan çok, “şunun oğulları, bunun çocukları devleti” anlayışına dayanıyordu. Saltanat ve hilafetin gerici ve otoriter yapısı, Türk halkının gelişimini ve çağdaşlaşmasını engelleyen bir sistemdi. Ancak, tarih boyunca birçok badireyi atlatan Türk milleti, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde bu sistemlerden kurtulmuş ve istişareye dayalı, halkın iradesinin yüceltildiği bir Cumhuriyet devleti kurmuştur. Cumhuriyet, bireyi padişahın kulu olmaktan kurtararak, halk egemenliğine dayalı bir devletin temellerini atmıştır.
Cumhuriyetin Kuruluşu; Özgürlük ve Egemenliğin İfadesidir.
Cumhuriyet’in kurulmasıyla, sadece devletin yönetim biçimi değil, aynı zamanda Türk halkının sosyal, siyasal ve kültürel yapısı da köklü bir dönüşüm geçirmiştir. Osmanlı döneminde “Türk” kelimesi bile genellikle olumsuz anlamda kullanılırken, Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte bu topraklarda yaşayan halk, Türk milleti olarak anılmaya başlandı. Bu devrimsel değişiklik, sadece isimsel bir dönüşüm değildi; bu, halkın özgür bireyler olarak kendi kaderlerini tayin etme hakkını kazandığı büyük bir devrimdi.
Cumhuriyet, modern devletin temel yapı taşı olan laiklik, demokratik yönetim, hukuk devleti ve bireysel özgürlükleri koruma üzerine inşa edilmiştir. Bu ilkeler, sadece Türk milletinin kalkınması için değil, aynı zamanda ülkenin bağımsızlığı ve çağdaşlaşması için de kritik öneme sahiptir. Cumhuriyet, bir yandan Türkiye’yi Batı dünyasıyla entegre ederken, diğer yandan geçmişteki geri kalmış sistemlerin kalıntılarını temizleyerek yeni bir ufuk açmıştır.
Gericiliğe Karşı Mücadele ve İkaz
Cumhuriyet karşıtı hareketler ve düşünceler, özellikle saltanatın ve hilafetin geri getirilmesini savunanlar, Türk milletinin özgürlüğüne ve bağımsızlığına yönelik bir tehdit oluşturmaktadır. Bu hareketler, Osmanlı İmparatorluğu’nun gerici yönetim anlayışını yeniden diriltme çabası içindedir. Ancak, bu tür düşünceler ve sistemler, Türk milletinin tarihsel gelişimine ve bağımsızlık mücadelesine karşı bir geri adım niteliği taşır.
Cumhuriyet düşmanları, geçmişin otoriter ve baskıcı rejimlerine özlem duyarak, Türkiye’nin kazandığı kazanımları yok saymaktadırlar. Oysa Türkiye’nin gerçek kalkınma ve modernleşme yolu, Cumhuriyet’in kurucu ilkeleri olan laiklik, demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarına dayalıdır. Bu ilkeleri inkâr etmek, sadece gericiliği ve yobazlığı körükler. Bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu Ortadoğu kaosundan çıkıp, Batı dünyasının ilerici politikalarına ve modern yaşam tarzına yönelmesi zorunluluktur.
Cumhuriyet ve Üniter Yapının Önemi
Türkiye’nin gelecekteki en büyük güvencesi, üniter yapının korunmasıdır. Üniter yapı, Türkiye Cumhuriyeti’nin birliği, bütünlüğü ve bağımsızlığı için en önemli unsurdur. Cumhuriyet’in kuruluş ilkeleri olan millî egemenlik, halk iradesi ve hukuk devleti, üniter yapının temel taşlarıdır. Bu yapı, ülkenin bütünlüğünü koruyan en önemli unsurdur ve bu yapıya karşı çıkan her türlü düşünce ve ideoloji, Türkiye’nin varlığına ve birliğine yönelik bir tehdittir.
Türkiye’nin çağdaşlaşma ve kalkınma mücadelesi, gerici düşüncelerden ve Cumhuriyet karşıtlığından uzak durarak mümkün olacaktır. Bugün ülkemizi ileriye taşıyan en önemli değerler, Cumhuriyet’in kurucu ilkeleridir. Bu ilkelerden uzaklaşmak, Türkiye’yi geri kalmış, Ortadoğu’nun bataklığında boğulmaya mahkûm eder. Ancak, Cumhuriyet’in laik ve demokratik ilkeleri ışığında yürümek, Türkiye’yi dünyada hak ettiği yere taşıyacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilkelerini savunmak, sadece geçmişin mirası değil, aynı zamanda geleceğin teminatıdır. Cumhuriyet düşmanlarına karşı durmak, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesini, özgürlüğünü ve modernleşme sürecini korumaktır.